UŞAK BAROSUNDAN CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYAN POYRAZ BEBEK İÇİN AÇIKLAMA:

Geçtiğimiz günlerde cinsel istismara ve şiddete maruz kalan 2 yaşındaki Poyraz bebeğin

haberi bütün ülke gibi bizleri de haklı bir öfkeye ve yasa boğdu. Poyraz bebeğin bedeninde

ortaya çıkan istismar ve vahşet bulguları ise hepimizin kanını dondurdu, öfkemizi ise tarif

edilemez boyutlara ulaştırdı.

Çocukların yoğun bir şekilde cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalıyor oluşu maalesef ki, son

yıllarda ülkemiz açısından aşina olduğumuz bir konuya dönüştü. Ancak bütün çocuklarımız

gibi güzel ve masum olan Poyraz adındaki yavrumuzun şahsında yaşanan vahşet adeta

bardağı taşıran son damla oldu.

Çocuğa yönelik istismarı önlemek hem hukuki hem de insanı bir görevdir. Ne yazık ki bu

durum kamuoyunda tek boyutta tartışılıyor. Hukuk bu sorunun sadece bir boyutudur. Hukuk;

oluşan ihlalin ortadan kaldırılması, telafi edilmesi ve bir yönü ile bu ihlallerin önüne

geçilmesini sağlayacak bir araçtır. Oysa asıl önemli olan cinsel istismar suçlarının

işlenmeyeceği, bu ihlallerin oluşmayacağı koşulları, toplumsal sistemi inşa etmektir.

Biz hukukçular olarak toplumsal bir soruna dönüşmüş suç kategorilerinin kriminal tedbirler

ve çağdışı öneriler ile ortadan kaldırılamayacağını biliyoruz. Bu denli yaygınlaşan bu

bataklığı yaratan koşullar ortadan kaldırılmadan Poyraz bebeklerin son olmayacağının da

maalesef farkındayız. Poyraz bebeğin şahsında yaşanan trajediyi münferit ve hasta ruhlu bir

kişinin vahşeti olarak görmeye devam edersek, bu toplumsal sorunu ortadan kaldırmak ve

gerçekten münferit bir hale getirmek de mümkün değildir.

Öyleyse en kısa zamanda ve planlı olarak çocukların cinsel istismarını yaratan eril ve

cinsiyetçi söylemin ortadan kaldırılması için çok yönlü ve yaygın bir eğitim programının

uygulanması ve bunun bir devlet politikası haline getirilmesi, bundan daha önemlisi bu

durumu besleyen eril söylemlerin ve cinsiyetçi dilin yaşamın her alanında mahkûm edilmesi

gerekmektedir. Bu konuda gerek devlet yetkililerine, gerek kanaat önderlerine, gerek eğitim

camiasına büyük görevler düşmektedir.  Gün geçmiyor ki henüz bebek sayılacak yaşta olan ve

cinsel bir kimliği dahi oluşmayan çocuklara yönelik bir söylem ile karşılaşmayalım. Son

dönemlerde sıklıkla ülke gündemine geldiği üzere, çocuk yaştaki evliliklere gösterilen

müsamaha, bebek yaştaki çocuklara cinsel kimlik yükleyen çeşitli gerici söylemler, bu

söylemlerin cezasız bırakılışı ve hatta korunuyor oluşu ifade ettiğimiz bu bataklığın toplumsal

nedenidir.

Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca Poyraz bebek ile ilgili yürütülen soruşturma dosyasında

olayın olduğu gün içerisinde Baromuzun müdahil olması konusunda gerekli girişimlerde

bulunulmuştur. Çocuklarımıza yönelen cinsel, fiziksel ve duygusal şiddetin her türlüsünü

kınıyor ve en ağır şekilde cezalandırılmasını ve son bulmasını istiyoruz. Çocuk istismarının

önlenmesi için bizlerden istenen her türlü desteği sağlayacağımızın teminatını veriyoruz,

caydırıcı yasaların bir an önce çıkmasını ve önlemlerin alınmasını istiyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha çocuklarımızın acısını bütün ülke gibi paylaşıyor,

çocuklara yönelik her türlü istismarın son bulmasını diliyoruz. 15.04.2021

UŞAK BAROSU